GEBELİK DÖNEMİ
Kadınlar için belki de ona bahşedilen en güzel özellik doğurganlıktır. Annenin yaşı,toplam gebelik sayısı,annenin süregelen bir hastalığı, ilaç kullanımı,genetik yapısı ve tabi ki dengeli beslenmesi gebelik dönemini etkileyen etmenler arasında yer almaktadır.
Çünkü anne adayının beslenmesi ile karnındaki bebeğin beslenmesi arasında önemli bir ilişki söz konusudur. Annenin bu dönemde yeterli ve dengeli besleniyor olması bebeğin zihinsel, bedensel olarak büyüme ve gelişmesini sağlayacak en önemli etkendir. Doğru besin tercihleri ile karnınızda büyüttüğünüz bebeğinizin sağlıklı büyümesini ve sağlıklı gelişimini sağlayabilirsiniz.
Gebelik süreci bazı anne adayları için sorunsuz geçerken, bazılarında ise bulantı, kusma, iştahsızlık, gaz problemleri,reflü ,ödem (şişkinlik), kabızlık ,yüksek tansiyon , gebelik diyabeti (gestasyonel diyabet) gelişebilmektedir. Bu gibi gebelikte olabilecek problemleri önleyebilmek veya gelişmişse semptompları en aza indirecek bir beslenme programı uygulamalıyız. Aynı zamanda da doğru beslenme ve enerji gereksinimi hesabı ile anne adayının gebelik süresince kilo kontrolünü de sağlayabiliriz, böylece fazla kilo alımının önüne geçmiş oluruz.
EMZİRME DÖNEMİ
Annenin emzirme dönemi ise , özellikle ilk 6 ay, bebeğin tüm besin ihtiyaçlarının anne tarafından karşılandığı dönemdir. Anne sütünün yeterli miktarda salgılanması ve sütün kalitesi annenin beslenmesi ve içinde bulunduğu ruh hali ile doğrudan ilişkilidir. Bu sebeple annenin ilk 6 ay beslenmesinde günlük ek kalori ihtiyacı emzirme döneminde doğmaktadır. Çünkü emzirme ile anne kalori harcamaktadır. Yalnız annenin enerji ihtiyacı olacak diye de yapılan yanlış beslenme uygulamaları, gereğinden fazla tatlı tüketimi annenin doğum sonrası kalan kilolarının yerleşip daha zor verilmesine sebep olmaktadır.
Ya da tam tersi annenin kilosunu hemen vermek istemesi sonucu bu kez de uygulanan kalorisi düşük diyetler hem süt kalitesini bozmakta, süt miktarını azaltmakta dolayısıyla bebeğin gelişimini de negatif yönde etkilemektedir. Bu dönemde uygulanacak size özel sağlıklı beslenme programı, eğer varsa bebeğinizin alerji gelişimini tetikleyen yiyecekleri diyetinizinden uzaklaştırarak , hem süt kalitenizi arttırabiliriz , bebeğinizin besin gereksinimini karşılayacağınız için ona zararlı olabilecek gıdaları da diyetten uzaklaştıracağımız için bebeğinizin gelişimini de pozitif yönde sağlamış olacağız. Bu şekilde de annelerimiz bu dönemde emzirmeye rahat bir şekilde devam etmiş olacaklardır.

MENOPOZ DÖNEMİ
Menopoz, kadınlarda yumurtlamanın yani doğurganlık özelliğinin kaybolduğu ortalama 48-55 yaş arasında gerçekleşen döneme denmektedir.
Menopoz döneminde vücutta hormonal olarak önemli değişiklikler meydana gelmektedir. Adet siklusundaki düzen ve üreme fonksiyonunu oluşturan sistemdeki bozukluklar sebebiyle yumurtlama fonksiyonunda azalma meydana gelir. Östrojen hormonu seviyesi azalır ve dolayısıyla östrojenin koruyucu etkisi azalacağı için kadınlarda bazı sağlık problemleri menopoz sonrası özellikle gelişebilir.
Bizim konumuza dahil olan ise bu dönemde oluşan hormonal değişikliklerle enerji harcamasının azalması ve kilo artışının meydana gelmesidir.
Yalnız bu kilo artışı önceki senelere oranla bölgesel olarak farklılık gösterir.Bu farklılığın sebebi fiziksel aktivite düzeyinin azalması ve hormon düzeylerindeki azalmadır. Bu sebeple de bel bölgesinde yağlanma önemli ölçüde artar.
Bel çevresindeki yağlanmaya bağlı olarak ve azalan östrojen seviyesine bağlı olarak kardiyovasküler hastalıklar,insülin direnci,tip 2 Diyabet, reaktif hipoglisemi ve osteoporozis (kemik yoğunluğu azalması) gibi hastalıklar daha sık gelişebilir.
Osteoporozis, kemiklerden kalsiyum kaybının artmasına bağlı olarak kemiklerin daha kolay kırılabilir hale gelmesidir. Menopoz sonrası kadınlarda daha sık görülmektedir.
Genel olarak kadınlarda zaten kemik mineral yoğunluğu düşüktür. Menopozda da bu yoğunluk gittikçe azalır. Yani kemik kaybı hızlanır. Bunun sebebi de yine azalmış östrojen seviyesidir.
Bu sebeple aslında menopoz başlamadan önlem alabilmemiz gerekir, hayatımızın neredeyse her döneminde fazla kafein, fazla sodyum ve gereğinden fazla protein idrarla kalsiyum atımını arttırmaktadır. Özellikle de menopoz sonrasında danışanlarıma kalsiyumdan zengin programlar oluşturmaktayım. Yine sodyumdan daha fakir, kafein alımı limitli olacak şekilde uygulanacak dengeli ve yeterli beslenme programı izlediğimizde de yine kalsiyum atımını minimumda tutmuş olup, menopoz sonrası özellikle bel çevresine alınan kiloyu vermiş olacağız. Aynı zamanda da gelişen hiperlipidemi, diyabet veya insülin direnci ,hipertansiyon gibi problemlerin gerilemesini sağlayacağız.